23:50 - Zlombol 2025 rallisi Giresun’un tanıtımı ve turizmi için önemli katkı sunacak
20:18 - Duayen spor spikeri Sabri Ugan hayata gözlerini yumdu
18:18 - Ali Telli’den Enerjik Bir Çıkış: “Dilber” Klibi Yayında
02:06 - AY BARS OTOMOTİV’DEN GÖRKEMLİ AÇILIŞ
20:23 - Resul Dindar’dan Samsun’da rekor katılım!
14:37 - İnternet Dünyası’nın İlk Ödülleri Seçildi! Dijital Dünya Bu Yıl 15. En’lerini Seçti.
21:51 - Serdar Saka’dan Müslüm Gürses ruhuyla Sezen Aksu şarkıları
17:14 - Metin Akay ve Hande Erçel Aynı Karede!
15:49 - Serdar Ortaç’ın Yapay Zekâlı “Kış Kış” Klibi 2 Milyon İzlenmeyi Aştı
14:58 - Türk erkek takımından ve Banu Karadağlı’dan tarihi katılım
Dr. Öğr. Üyesi. Uğur Dilek Calap, bir çok insanın merak ettiği yüksek tansiyon hastalarının Ramazan ayında oruç tutup tutmayacağı konusunda cevap vererek ayrıca tansiyon hastalarına tavsiyelerde bulundu.
Dr. Öğr. Üyesi. Uğur Dilek Calap, “idrar söktürücü ilaç kullanan yüksek tansiyon hastaları gün içinde devamlı olarak idrara çıkmak zorunda kaldıkları için ciddi sıvı kayıpları yaşarlar. Sıvı kaybı yaşayan yüksek tansiyon hastalarının kaybettikleri sıvıyı çabuk bir şekilde geri kazanmak için sıvı tüketmeleri gerekmektedir. İdrar söktürücü ilaç kullanmayan yüksek tansiyon hastalarının oruç tutmasında herhangi bir sıkıntı yoktur” dedi.
Açıklamalarına devam eden Dr. Öğr. Üyesi. Uğur Dilek Calap ”Havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte kalp ve böbrek yetmezliği hastası olan kişilerin oruç tutmaları durumunda kaybettikleri sıvıyı tekrar geri kazanamadıkları için oruç tutmalarında ciddi sorunlar doğurabilir. Tedavi sonucu tansiyonu kontrol altına alınan ve başka bir hastalığı olmayan kişiler oruçlarını tutabilirler. Günlük kullanmaları gereken ilaçlarını sahur ve iftarda almaları yeterlidir. Bu kurala uyacak herkesin oruç tutmasında hiçbir mahsur yoktur” diyerek ifade etti.
Oruç tutmak isteyen tansiyon problemi olan hastalara önerilerde bulunan Dr. Calap “ Tansiyon hastaları iftarlarını bir çorba ile açtıktan sonra yemeklerine kısa bir ara verip daha sonra yemeklerine devam etmelidir. İftar ve sahurda belli miktarlarda balık, sebze, baklagiller ve zeytinyağı tüketebilirler. Hamur işlerinden mümkün olduğunca uzak durulması gerekir. Yemeklerde tuzu az kullanmaya özen gösterirken sosis, salam gibi şarküteri ürünlerinden uzak durulması gerekir. İftar sonrasında çayı az tüketmek gerekir. Kahve ise mümkünse hiç tüketilmemelidir. Sahur ve iftar yaparken yenilen yemeklerin tam olarak hazmedilmesi içinde yemeklerin yavaş ve ağır bir şekilde sindirilmesi gerekir” diyerek açıklamalarını tamamladı.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.