19:14 - Mühendislikten sahnelere; Kaya Godfrey’in limitsiz yolculuğu
18:46 - Resul Dindar Enerjisi Çanakkale’yi Sardı…
01:37 - Yasemin Şener & Glorize Organization “Kadın Gücüyle Yükselen İşbirliği”
19:12 - Navitas Sports, Maslak’ta 22. Tesisini Açtı
18:44 - Beylikdüzü’nde Amsterdam Usulü Patates Keyfi: ETHOS MUNCH
13:43 - Türk Medyasının Yeni Vizyoneri: Raif Akyüz
00:18 - Yapay Zeka ile Gerçeğin Sınırında Bir Film: “PROGRAM” 12 Eylül’de Sinemalarda
19:38 - Afro House’un Global Ölçekte Yükselen İsmi: Mert Tunç
19:29 - Resul Dindar ilk kez konser verdiği Kahramanmaraş’ta unutulmaz bir konsere imza attı
Konya’da yaşayan İsmet Terzi eşi Ünzlie Terzi’nin 6 yıl önce geçirdiği bir rahatsızlık sonrasında yatağa bağımlı olarak yaşamaya başladı. İsmet Terzi eşinin yüksek tansiyona bağlı olarak geçirdiği beyin kanaması geçirdiği felç sonrası 43 yıllık eşine adeta bir bebek gibi bakmaya başladı.
İsmet Terzi kirada oturdukları evlerinde eşi Üznile Terzi’nin başına herhangi bir şey gelmemesi için gece gündüz başucundan ayrılmayarak ona bakıyor. Eşinin rahatsızlığı yüzünden evden mecbur kalmadıkça ayrılmadığını söyleyen İsmet Terzi aynı şeyi kendisi yaşamış olsaydı eşinin de tıpkı kendisinin ona baktığı gibi el bebek gül bebek bakacağından emin olduğunu söyledi.
Eşinin rahatsızlığı hakkında açıklama yapan İsmet Terzi “ Eşim yüksek tansiyona bağlı beyin kanaması geçirdiğinde uzun süre yoğun bakımda kaldı. Beyin damarlarındaki pıhtılaşma sonrasında felç kaldı. Eşim benim her şeyim. Eşim rahatsızlık geçirmeden önce biraz birikimim vardı. Hastalığı süresinde o birikimi tedavisinde kullandım. Onu gezdirmek kendi köyüne götürmek istiyorum. Allah kısmet eder de bir gün bir arabam olursa o zaman eşimi dolaştıracağım ve köyüne götüreceğim” dedi.
Açıklamalarına devam eden İsmet Terzi “geceleri nefesi dururda müdahale edemezsem korkusu ile gece yattığı yatağın yanındaki koltukta uyuyorum. Bir sabah kalktığımızda bana köyümün çeşmesinden su içmek istiyorum dediğinde köye gidip bir kaç bidona çeşmeden su doldurup getirdim ve ona içirdim. Kalanını buzdolabında muhafaza ediyorum, olur da bir gün tekrar içmek isteyebilir diye. Üç çocuğumuz var, herkes kendi işi gücünde. 15 günde bir gelip bir kaç saat annelerini görüp geri dönüyorlar. Ona yemek verirken dahi büyük bir korku yaşıyorum. Olurda ona bir şey olursa ne yaparım diye korkuyorum. Gece tıkırtı duysam nefes alıyor mu diye kontrol ediyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.