10:49 - Dünya tasarımının ve poster sanatının arkasında bir Türk: Utkan Dora Öncül
23:54 - Nur Sürer’den 35 yıl sonra aynı kare
21:38 - Berrin Ak’tan Tersane İstanbul’da özel çay saati daveti
20:21 - İstanbullu Gayrimenkul ile Uygun Fiyatlı Arsa Yatırımları: Şükrü Altay’ın Sektörel Öngörüleri
15:15 - Yılın son düeti Yıldız Tilbe ve Çılgın Sedat’tan geldi
11:50 - Tanfer Sağlık Grubu, 42. geleneksel yeni yıl daveti Levent’te gerçekleşti
00:17 - “Gerek yok” ile sessizliğini bozan NİDA ŞAN müzik listelerini alt üst edecek..
10:53 - Yağmur Tanyıldız’a “Yılın En Dikkat Çeken Haber Yazarı” ödülü
15:45 - Saide Guliyeva, uluslararası müzik arenasında parlıyor
Wiki’nin Dram ve Aksiyon olarak kategorilendirdiği ama bizim için gelmiş geçmiş en iyi çoklu kişilik bozukluğu temalı filmi olan yerli versiyonu Beyza’nın Kadınları örnek gösterebileceğimiz unutulmaz filmler arasında yer alan bir eserdir Fight Club. 1999 yılında vizyona giren filmde oyuncu kadrosuda en az film senaryosu kadar iyiydi.
Brad Pitt, Edward Norton ve Helena Bonham Carter rol aldıkları Fight Club hayatından tamamen sıkılmış ve standart toplumun robotlaştırdığı insanlardan birisi olma yolunda ilerlemekte olan monotonluğu alışveriş yaparak atmaya çalışsada başarılı olamayan bir sigorta görevlisi.
Bir yolculuk sırasında uçakta yan koltukta oturan kişinin hayatını değiştireceğinden habersiz bir şekilde devam ederken tanışırlar ve baş rolümüzün hayatında her şey birden tepe taklak olur. İlk önce evi patlar, yeni aldığı koltuk takımı ve eşyalar henüz taksiti bitmeden yok olur. Evin patlama nedeninin gaz kaçağı olduğu düşünülsede bu durum bir çok görevlinin dikkatini çekiyor ama asıl büyük sorun hiç dostu olmayan kahramanımız Jack‘n dışarıda kalması. Gidecek hiç bir yeri olmayan, en büyük aktivitesi kişisel gelişim ve grup terapilerine katılmak olan kahramanımız Jack birden uçakta tanıştığı arkadaşı aklına geliyor ve çaresiz şekilde onu arıyor. (Otele gitmek daha mantıklıydı)
Bir barda buluşan iki yeni arkadaş biraz sohbet ve durum analizi yaptıktan sonra bardan çıkıyorlar ve Tyler Durden resmi olarak kahramanımızın hayatına girmiş oluyor.
Jack ne kadar içine kapanık ve dünyanın standart kurallarına uyan bir karakterse Tyler’da bir o kadar kuralsız ve dünya üzerindeki adaletsiz dağılıma baş kaldırmış bir karakterdir. İki zıt karakterin bir barda sohbetlerini hayal edebiliyor musunuz? Tabiki Tyler fikirlerini anlatırken Jack sadece dinliyor.
Tyler daha önce hiç kimse ile kavga etmediğini ve Jack’ten ona vurmasını istedi, daha önce yaşamadığı bütün hisleri ve tecrübeleri yaşamak isteyen Tyler sert bir yumruk yemenin verdiği hissi merak ediyordu.
Yönetmene göre bu yumruğun gerçekçi olması gerekiyormuş ve burada Brad Pitt’e gerçek bir yumruk atılacağı söylenmemiş, Bunun için yaşanan sahne tamamen gerçek ve çok kaliteli bir şekilde bize yansıyor.
Jack, Tyler’ı tanıdıkça aslında doğru olduğunu hayattaki dengesizliğin ve çalışmanın aslında tam bir kölelik zincirine dönüştüğünü anlıyor. Birlikte başlattıkları, bir yumruk ile başlayan içerisindeki nefreti çıkarma seansını daha büyük bir kitleye sunarak Fight Club‘ı kuruyorlar.
Fight Club‘n tek ve değişmez kuralı olan “-Dövüş kulübünün ilk kuralı, dövüş külübünden söz etmemek!” kuralı her ne kadar benimseniyor gibi olsada 2 kişi ile başlayan oluşum zamanla yüzlere ulaşıyor.
Jack sonrasında Tyler’ın çok daha büyük bir planı olduğunu, kaos birliği ile bu düzeni değiştirmeye çalıştığını bunu yaparken hiç bir yıkımdan çekinmeyeceğini anlıyor. Tabiki Tyler ile Jack’n arasının açılmasında büyük payı olan Marla Singer‘ı unutmamak gerek.
Bütün bu olanların aslında kendi düşüncesi olduğunu, her ne kadar basık bir karaktere sahip olsada içinde her zaman olmak istediği Tyler Durden kendisi olduğunu öğrenmeside pek uzun sürmüyor. #fightclub izleyin.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.