18:38 - OPEN DESIGN İSTANBUL YARIŞMA BAŞVURULARI BAŞLADI
15:19 - “Türkiye’den Avrupa’ya Yetenek Göçü: Deta Concept ile Dolandırıcılık Tehlikesi Ortadan Kalkıyor!”
13:52 - Kuran-ı Kerimi Güzel Okuma Yarışması Sunuculuğuna Güçlü Transfer
17:17 - Mavi Müzikhol "Dünya Tiyatro Günü"nde perdelerini açıyor
17:17 - Maison Yirmisekiz sanat, mücevher ve tasarımı bir söyleyişi ile buluşturdu
00:04 - Felaket tellalı Onur Akay Yeşilçam’ın gamzeli güzeli Bahar Öztan’ın vefat ettiğini duyurdu
17:22 - Avukat Mülhan Tümer, Mesleki Yolunu ve Renkli Sosyal Hayatını Anlatıyor!
16:38 - RPA, IA, HA – Otomasyon Çözümlerinin Açıklaması
13:24 - Kainat Holding, Ülke Ekonomisine Önemli Katkıda Bulunuyor
14:04 - SERCAN MİR SEVMESEYDİM YAYINDA
Sezen Aksu’nun dijital platformlarda yayınlanan “Kaybedenler” 20 yıllık bir şarkı. “Kaybedenler”i Ebru Gündeş seslendirmişti. Sonrasında tekrar Aykut Gürel’e ait ama yüzü batıya dönük başka bir düzenlemeyle Aksu seslendirdi.
Aksu, “Şu an dinlediğiniz versiyon Aykut’un makamsal özellikleri önceleyerek yaptığı ilk düzenleme; benim de bir nevi taslak gibi ilk söylediğim hali” dedi.
Şarkının yakın çevresinin genel arzu ve ısrarı ile “Demo 2” projesine zorla girdiğini vurgulayan Sezen Aksu, “Malum alaturka motifler ve klarneti duyunca, hepimizde hoşafın yağı kesiliyor. Ki bende bu damarın ağababası var… Çekincem, aynı şarkıyı başka bir versiyonla döne döne kakalıyor gibi olmasın diyeydi. J Neticede illallah deyip, koydum repertuvara. Dilerim onlar haklı çıkar” dedi.
Aksu, hayranlarına seslenerek, “Uzun lafın kısası; Bu hafta bu şarkı sizi kesmezse, devamında daha çooook şarkı olduğunu bilip, dişinizi sıkın” mesajı verdi.
Sezen Aksu hayranlarına sadece şarkı için değil başka konularda da seslendi: Aksu’nun mesajları şöyle:
“Hazır bu satırları yazıyorken, çok önemli bir konuya değineyim isterim. Geçen hafta kalbini sevdiğim Ömür Gedik aradı ve hayvan hakları yasasının bir an önce çıkması için benden de bir video istedi. Kolit ataklarıyla büyük sıkıntım vardı; yapamadım maalesef. Buradan telafi etmek isterim; Yıldırım Türker’in “Bahçe”sindeki (Bahçe – Güzellemeler / Kara Karga Yayınevi) yazılarından birinde alıntılayarak hatırlattığı, Rosa’nın (Luxemburg) arkadaşına yazdığı mektuptan satırlarla…
Soniçka, manda derisinin kalınlığı ve sağlamlığı özdeyişlere geçmiştir; düşün artık, derisi yarılmıştı. Yük boşaltılırken hayvanlar yorgunluktan bitkin, hiç kıpırdamadan duruyorlardı ve biri, kanayanı, bütün bu süre içinde o kara suratında ve yumuşacık kara gözlerinde ağlayan bir çocuk ifadesiyle önüne bakıyordu. Bu gerçekten de tam olarak, şiddetli bir şekilde cezalandırılmış, üstelik nedenini, niçinini anlayamamış, zulüm ve işkenceden nasıl kaçacağını bilemeyen bir çocuğun ifadesiydi. Lütfen ama lütfen çıkarın artık şu yasayı!”
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.