İstanbul Valiliğinin desteğiyle Üsküdar Üniversitesi ve NPİSTANBUL Beyin Hastanesi iş birliğinde hayata geçirilen Aileler Üniversitede Projesi şimdi de Gaziantep Valiliği’nin desteğiyle Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile imzalanan protokolle Gaziantep’te de ihtiyacı olan gençlere, evlilik hayatına hazırlanan çiftlere ve ailelere uygulanacak.
Gaziantep Valisi Davut Gül, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin,Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Gaziantep Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Mustafa Yıldırım, Gaziantep İl Müftüsü Dr. Hüseyin Hazırlar, NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Fırat Tarhan’ın katılımıyla düzenlenen imza töreni, pandemi koşulları nedeniyle çevrimiçi olarak gerçekleşti.
Mustafa Yıldırım: “Aile içerisindeki iletişimsizlik sorunların kaynağı”
Protokol açılış konuşmalarında söz alan Gaziantep Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Mustafa Yıldırım, kendi hizmet alanıyla ilgili yaptığı değerlendirmelerde seçilen konunun ne kadar kıymetli ve hayati olduğunu bir kez daha fark ettiğini belirterek “Koruma ve bakım altındaki çocukların ve misafir ettiğimiz kadınların bütünüyle bu kurumlarda kalmalarının gerekçesi aile içindeki iletişimsizlik. Konu hayati bir konu.
Tek sığınağımız ailemiz, anne-babalarımız, yakınlarımız. Çünkü bunlar bizim hayata tutunmamızın ve doğru kanallar açmamızın, iletişim kurmamızın gerekçeleri. Üsküdar Üniversitesi olarak konuya bilimsel açıdan yaklaşmanız çok değerli, çok kıymetli. Bu konuda biz elimizden gelen katkıyı sağlayacağız” dedi.
Dr. Hüseyin Hazırlar: “İlimiz için çok önemli bir çalışma olacak”
Gaziantep İl Müftüsü Dr. Hüseyin Hazırlar ise hayat serüveninin gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemleri olduğunu belirterek bu dönemleri bize anlamlı kılan yerin aile olduğunu söyledi. Hazırlar, “Ailemiz bizim geleneklerimizi, inancımızı, değerlerimizi miras aldığımız en önemli sığınağımız.
Dolayısıyla aile kurumu bizim geleceğe bırakacağımız en stratejik kurum. Bu kurumun korunması, güçlendirilmesi ve muhafaza edilmesi gerekiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı ve İl Müftülüğü olarak din hizmetlerinin yanına mutlaka topluma yönelik sosyal hizmetlerimizi de öncelemenin gayreti içerisindeyiz. Bu çalışmanın ilimiz için çok önemli olduğuna inanıyorum” dedi.
Fatma Şahin: “İlk muhafaza edilecekler konusunda aile kavramı geliyor”
Protokol konuşmalarında daha sonra söz alan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, sağlıklı toplum için aile kavramının çok önemli olduğunu belirterek 5 Aralık münasebetiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, açıklamasındaki “Biz ne anaerkil ne ataerkil, biz aileerkil bir toplumuz” şeklindeki sözlerini hatırlattı.
Fatma Şahin, “Hakikaten bizi biz yapan değerlere baktığımız zaman, kendimizi muhafazakâr demokrat olarak tanımladığımız yerde, neyi muhafaza ediyorsunuz dediklerinde, ilk aklımıza ailemiz geliyor, aile değerlerimiz geliyor” dedi.
Fatma Şahin: “Üsküdar Üniversitesi ve Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile önemli çalışmalar yaptık”
Üsküdar Üniversitesi Kurucusu Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve ekibinin özellikle aile konusundaki çalışmalarının önemine işaret eden Fatma Şahin, şunları söyledi: “Kurucu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yaptığım sırada da Üsküdar Üniversitesiyle Nevzat Hocayla ve oradaki bütün hocalarımızla çok yakın çalışma fırsatım oldu.
Her üniversitenin bir uzmanlık alanı var. Üsküdar Üniversitesi hakikaten Nevzat Hocamın başkanlığında, bu alanda çok büyük bir uzman kadroya sahip oldu. Özellikle bizim çocuk yuvasındaki çocuklarımızın rehabilitasyonu, ergenlik dönemi, onlarla alakalı hem araştırma, danışmanlık hem rehberlik konularında çok güzel çalışmalar yapmıştık” dedi.
Fatma Şahin: “Koruyucu ve önleyici tedbirler çok önemli”
Hep koruyucu ve önleyici tedbirlere inandığını kaydeden Fatma Şahin, “Biz bütün sorunları böyle görüyoruz. Uyuşturucuda da böyle görüyoruz, depremde de böyle görüyoruz, hepsi birer sonuç. Koruyucu, önleyici tedbir dediğimiz de daha erken yaş grubunda başlıyor.
Ergenlik döneminde, çatışma nasıl yönetilir, nasıl uzlaşmaya gidilir, bir sorun karşısında ne yapılır, öfke kontrolü nasıl yapılır, daha temelden bu işleri alıp aşama aşama götürmek gerekiyor. Evlilik öncesi eğitimler çok önemli” dedi.
Fatma Şahin: “Üsküdar Üniversitesi’ndeki hocalarımız bu konuda uzman oldular”
Evlilik öncesi eğitimden evlilik sırasında yaşananların daha çatışmaya dönüşmeden çözülmesine ilişkin adımların uzmanlık gerektiren aşamalar olduğunu kaydeden Fatma Şahin, “Her bir aşama, ciddi uzmanlık istiyor.
Bu o yüzden bu uzmanlarımızı da Üsküdar Üniversitesindeki hocalarımız bu konuda çok ciddi uzman oldular ve biz hocamızı ziyaret ettiğimizde şunu gördük, İstanbul Valiliği de bugün Kaymakamlar üzerinden bu projeyi başlatmış durumdalar.
Aslında “Güçlü Birey, Güçlü Aile” deyince güç çatışmasına dönüşüyor. Biz buna “Bilinçli Birey” diyoruz. Bireyin bilinçli olması, ailenin de sağlıklı olması çok önemli. Çünkü evlilik bir rekabet alanı değil. Birbiriyle çatışma alanı değil, bir güç alanı değil. Tam tersine, yüce Mevlam yaratırken kadını ve erkeği bir birinin tamamlayıcısı olarak yaratıyor. Ve bir birine emanet ediyor” dedi.
Fatma Şahin: “Bu projeyle toplumun geleceğini korumuş olacağız”
Pandemi sürecinde aile değerlerinin ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığını belirten Fatma Şahin, “Bütün dünyaya karşı pozitif ayrışmamızın en önemli nedenlerinden bir tanesi, elbette güçlü sağlık yapımız var, sosyal güvenlik yapımız var ama aile değerleri bizi çok koruyor. Bütün sorunlara karşı, güçlü bir koruyucu, önleyici tedbir oluşturuyor.
Bu kurum çok nazik, çok özel bir kurum. Gelecek bütün tehlikelere karşı, bir tsunami, dünyada küreselleşme, yaşanan birçok sorun var kentleşme, dijitalleşme bizi ciddi manada bu kurumu daha da nazik bir şekilde korumamız zorunluluğunu getiriyor. O yüzden bugün buradayız.
Ben öncelikle Nevzat Hocama bu konudaki hem yetişmiş kadrosundan dolayı, çünkü beşeri sermaye çok önemli, yetişmiş insan gücü çok önemli. Dünyayı tanıyan, sorunu iyi analiz eden, doğru çözümleyen bakış açısı.
Bir danışmanlık hizmetiyle, Üsküdar Üniversitesinden kendi sistemimizi akademik olarak zenginleştirmek için buradayız. Ne kadar çok aileye dokunur, onları sağlıklı bir şekilde korursak bu toplumun geleceğini korumuş olacağız. Daha sağlıklı bir dünyayı, daha sağlıklı bir Türkiye’yi ve daha sağlıklı Gaziantep’i her yönden inşa etmiş olacağız” dedi.
Fatih Sultan Mehmet Han’ın “Şehri imar ederken, nesli ihmal edemezsiniz. İhmal ettiğiniz nesil, imar ettiğiniz şehri yok eder” şeklindeki sözlerini hatırlatan Fatma Şahin, “Dolayısıyla bizim için en önemli şey, neslin imarı ve neslin geleceğe hazırlanması.
İnsanı merkeze alan bir anlayışla, insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışının Şeyh Edebali’nin kuruluş felsefesinde söylediği şeyi geleceğe taşıma. Bizim medeniyet kodlarımız bize bunu emrediyor. Modern dünya, akademik dünya buna hazır.
O zaman bizim tek yapacağımız şey iş birliği, güç birliği ve koordinasyon” dedi. Bu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile de paylaşmayı planladıklarını belirten Şahin, “Bu çalışmayı onun başkanlığında da daha güçlü bir şekilde duyurma imkânımız olur bütün Türkiye’ye.
Dolayısıyla burada bizim hem kendi kurumsal kapasitemizi güçlendirme hem çalışma arkadaşlarımızın bu konudaki ufku, vizyonu açısından bu çalışmayı çok önemli buluyorum. Öncelikle Nevzat hocama ve bütün ekibine hürmetlerimi ve saygılarımı sunuyorum” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Gaziantep Belediyesi, sosyal yenilikçi bir çalışmaya öncülük ediyor”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Gaziantep Belediyesi’nin sosyal yenilikçi bir çalışmaya öncülük ettiğini belirterek “İstanbul Valiliği ve 4 ilçe kaymakamlığı ile başladığımız projenin bir açıdan eğitici eğitimi tarzındaki kadro yetiştirme ile ilgili daha gelişmişini inşallah Gaziantep’te sunacağız.
Neden böyle bir projeye ihtiyaç oldu dersek, projeler önce bir fikir ile başlar, ihtiyaç vardır ve ihtiyaçtan dolayı bir fikir ortaya çıkar, daha sonra o fikirle sosyal yenilikler yani toplumda yapılmak istenen şeyler yapılmaya çalışılır” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Bir ihtiyaç, bir yara var toplumda”
Son sığınak aile derken aslında ailenin güçlendirilmesine vurgu yaptıklarını kaydeden Tarhan, “Bir toplumu koruyan kanunlar vardır, bir de sosyal normlar vardır, sosyal duvarlar vardır. Gelenekler, görenekler, örf, adet gibi sosyal standartlar vardır.
Bu sosyal yapı zayıflamışsa son sığınak olarak ailedeki standartlar, aile ile ilgili normlar gelir. Ailenin ve bir çocuğun nasıl yetişeceğine toplumun nasıl olacağı ile ilgili temel taşı hükmündedir. Bu çağ ilginç bir çağ.
Özellikle son nesil 1990 sonrası doğan, ergenliğe ulaşan nesil dijital bir nesil. Artık bir televizyon, bir akıllı telefon evin açık kapısı oldu. Oradaki çocuk, yaşına, genç yaşına uygun olmayan birçok bilgilerle erken yaşta karşılaşmaya başladı.
Ne oldu o zaman, ailenin sığınak özelliği de zarar gördü. Daha önceleri 20 sene 30 sene önce aileye sevgi yuvası deniyordu ama şimdi güven yuvası diyoruz. Güvenli alan olması gerekiyor ailenin. Güvenli olması için de sevgi gerekiyor, aile güvenli alan değilse sığınak gibi gelemiyor kişiye” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Pandemi sonrası intiharlar arttı”
Kişinin evinde kendini güvende hissetmesi gerektiğini belirten Tarhan, “Tersi olunca kişi devamlı gerilimde oluyor. Bu durumda kişide kaygı ve stres yükseliyor, antidepresan kullanımı, boşanmalar, intihar olguları artıyor. Şu anda dünyada en yüksek intihar oranlarında birinci Japonya, ikinci Kore ardından Kuzey Avrupa ülkeleri geliyor.
İstatistiklere göre Covid salgınından sonra intiharlar daha da arttı. Çünkü burada sosyal bağlar, sosyal destek zayıf. Stres yükseldi, insanların beklenti düzeyi yükseldi, sosyal dayanaklar zayıfladı. Bunun bir bedeli var, sosyal stres yükseldi, aile içerisinde stres ve kaygı yükseldi ve ailenin sığınak özelliği sarsıldı. Biz yıllardır hep sorunlu ailelerle uğraşıyoruz.
Tıpta üç türlü hekimlik var. Biri tedavi edici hekimlik, ikincisi erken tanı önleyici hekimlik, hastalığı erken tanıyıp, hastalığı erken yakalayıp ve tedavi etme ile ilgili bu da çok önemli güzel ama asıl hekimlik koruyucu hekimlik insanlar hasta olmasın diye çalışmak. İnsanlar nasıl yaşarsa mutlu olabilir, sağlıklı olabilir” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Aileyi güçlendirecek bir şey yapmamız gerekiyor”
Birçok hastalığın, psikolojik ve psikiyatrik sorunların büyük çoğunluğunun %60 – %70’inin yaşam stilini bilmemekten kaynaklandığını kaydeden Tarhan, şunları söyledi:
“Bunları öğretmek için üniversitede yeterli altyapımız var. Bunu bilimsel sağlamlıkla ifade edebilecek dayanaklarımız var, teorik temellerimiz var, bunu hayata geçirmemiz lazım. Aileyi güçlendirecek bir şeyler yapılması gerekiyor.
Burada aileye güçlendirecek en önemli şey de klasik psikoterapiler değil, Harvard’da 2015’te ders olarak koyulan mutluluk ders bilimi dersi pozitif psikoloji dersi ki biz 2013’te Üsküdar Üniversitesi olarak Harvard’dan önce bu dersi koymuştuk ve sonuçlarını gördük.
Gençler şöyle söylüyorlar; “babamla aram düzeldi, madde kullanıyordum bıraktım, kendimle barışık oldum, kendimi bağışladım.’ Bir dönem ders alıyorlar, haftada 3 saat 14 hafta,ön test – son test yapıyoruz, ön testte duygusal zeka ölçüyoruz, sonunda da tekrar duygusal zeka ile ilgili ölçümleme yapıyoruz.
Yüzde 20’sinde duygusal zekanın arttığını tespit ettik ve bunun yayınladık. Bunun koruyucu ruh sağlığı etkisi var, bunu ailede de kullanalım dedik. Bunu yaparken bilimsel gerekçeleri neden diyerek bir aile manifestosu yayınladık.”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “İnsanlığın toplumsallaşma sürecinde aile bir keşiftir”
İnsanoğlunun toplumsallaşma sürecinde nörobilimin insanlığa eşleşmenin biyolojik olduğunu ama evliliğin kültürel olduğunu gösterdiğinş kaydeden Tarhan, “Kimlik,sosyal kimlik, kadın erkek kimlikleri ve bunun gibi kavramların sonradan öğrenildiğini, bunun toplumların, kültürel öğrettiğini gördük.
İnsanın toplumsallaşma süreci içinde aile kurumu bir keşiftir. Yüz bin sene önceki insanla şimdiki insan aynı değil, insan toplumsallaşmış, medeniyet oluşturmuş, sosyal yapı oluşturulmuş, devlet oluşturmuş, kültür oluşturmuş bir varlık. Genetik olarak toplumsallaşmak zorunda insan, tek başına yaşarsa mutlu olamıyor.
Tek başına yaşamaya göre, zihinsel olarak, genetik olarak programlanmamışız. İnsan ilişkisel bir varlıktır. Tek başına yaşadığı zaman mutlu olamıyor. Sosyal yapının en küçük birimi de ailedir. Yani aile küçültülmüş bir toplumdur. Toplum da büyütülmüş ve ailedir.
Aile eğer sağlıklıysa, toplumda sağlıklı olur. Biz bilinçli bir aile ile birlikte güçlü toplumun bu şekilde ortaya çıkabileceğini düşünüyoruz. Toplumun güçlü olması demek devletin güçlü olması demektir zaten” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Bir çocuk için en değerli hazine huzur ve güven dolu bir aile”
Sağlıklı ve mutlu aile için 5S 1M kuralını hatırlatan Tarhan, bir çocuk için en önemli hazinenin huzur ve güven dolu bir aile olduğunu belirterek şunları söyledi:
“5 S, ailede sevgi, saygı, sabır, sadakat, samimiyet ve 1 M manevi birikimlerdir. Bu kurallar ailede geliştirilirse o ailede aile değerlerinin ana çekirdeği oluşmuş oluyor. Aile güvenli alan oluyor, aile içerisindeki ilişkilerde, ortak hedefler, ortak değerler, anlamlı bir hayat oluyor.
Bir çocuğun hayatını oluşturan şey, ailedeki kazandığı hikayeler, yaşantılar, anlamlar, birlikte geçirilen zamanlardır. O hikayeler ve o yaşantılar çocuğun gelişen ruhunda tohumlar şeklinde yerleşiyor, çocuklukta öğrendiği hayat senaryoları ileri yaşta onun elinde çok önemli bir sosyal sermaye oluyor.
Psikolojik sermaye oluyor. O hayat senaryoları kalıyor ama aktörler değişebiliyor. Anne baba vefat edebiliyor ama onun yerine eş geliyor. Hayat senaryosu yeniden şekilleniyor. Ama temel çocukluk dönemindeki öğrendiği hayat senaryoları çok önemli.
Onun için bir çocuğun en büyük şansı nedir diye sorsanız şu söylenir; O çocuğun huzurlu, güven verici ve ortak amaçları olan bir ailede büyümesi. Eğer huzursuz güven vermeyen bir ailede büyüyorsa çocuk orada sağlıklı nesiller yetiştiremeyiz. Biz en çok sorunlar gördüğümüz durumları parçalanmış aileler de görüyoruz.”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Sosyal virüslerden korunmak gerekir”
Sosyalleşme ve küreselleşme sonucunda çok hızlı değişimler yaşadığımızı kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bizim aile sigortamız vardı. Pandemide bile bizi aile sigortası kurtarıyor. Mesela birisi iflas ettiği zaman herkes ona yardım eder bizim aile sistemimizde, bir sosyal dayanışma yapımız var.
Bunların zayıfladığını görüyoruz. Diğer tarafta suç artıyor, şiddet artıyor, ruhsal hastalıklar artıyor. Bütün bunların artışında ailedeki çözülmenin çocuğun güvenli aile ortamında büyüyememesinin sonuçları var. İyi anne iyi baba nasıl olunur bilmiyoruz, bunların hepsi ailede öğreniliyor.
Aile içerisindeki sorunları gördüğümüz zaman, en çok karşılaştığımız sorun problem çözmeyi bilmiyoruz. Sorun çözmek virüs gibidir, vücuda girdiği zaman daha hafifken çözerseniz zarar vermez.Sosyal virüsler de aynıdır. Sosyal virüslerden korunmak gerekir” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Biz bu projeyi toplumun yarasına ilaç olarak görüyoruz”
“Bizim en önemli yapacağımız sosyal yatırım hatta politik yatırım aileyi güçlendirmektir” diyen Tarhan, “Aileye güçlendirmek orta vadeli, uzun vadeli faydadır ama zaman hızla geçiyor, kısa vade stratejilerle hareket etmek bir eksik bir düşüncedir, bedelini nesiller öder. Orta ve uzun vadeli politikalar yapabilmek için aile yatırım yapmak ve çocuğa yatırım yapmak gerekir. Biz bu projeyi topluma yarasına bir ilaç olarak, bir çözüm olarak görüyoruz” dedi.
Vali Davut Gül: “Sosyal bir restorasyona ihtiyaç var”
Gaziantep Valisi Davut Gül, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Fatma Şahin, Üsküdar Üniversitesi Kurucusu Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve ekibini hayata geçirdikleri proje dolayısıyla tebrik ettiğini belirterek Türkiye geneline ve Gaziantep özelinde bakıldığında şehrin bir sosyal restorasyona ihtiyacı olduğunu söyledi.
Davut Gül, güvenlik, yoksulluk, uyuşturucu kullanımı gibi meselelerin iki noktada birleştiğini belirterek “Birincisi eğitimsizlik, ikincisi ailenin zayıf olması. Dolayısıyla ailenin güçlendirilmesiyle ilgili iki köklü kurumun birlikte yapacağı çalışmalar, valili başta olmak üzere diğer paydaşların vereceği desteklerle inanıyorum ki Gaziantep’te Türkiye’ye örnek bir çalışma olmuş olacak” dedi.
Çiğdem Demirsoy ve Dr. Nebiye Yaşar, projeyi anlattı
Protokol imza töreni programında Aileler Üniversitede projesinin de sunumu gerçekleştirildi. Proje Danışmanı Dr. Nebiye Yaşar, İstanbul’da ikinci etabına geçilen projenin Gaziantep’te de hayata geçirilmesinin mutluluk verici olduğunu belirterek proje kapsamında yapılması planlanan çalışmalara ilişkin bilgiler verdi.
Proje Koordinatörü Uzman Psikolog Çiğdem Demirsoy, Aileler Üniversitede Projesi sunumunda projeye ilişkin bilgiler paylaştı. Pandemi önlemleri kapsamında çevrimiçi olarak haftanın bir günü yapılacak eğitimlerin 6 hafta boyunca devam edeceğini belirten Çiğdem Demirsoy, eğitimlerin sonunda katılım belgesi verileceğini kaydetti. Çiğdem Demirsoy’un verdiği bilgiye göre belirlenen grup ve hedefler şöyle olacak:
Beyaz Grup: 18 yaş altındaki bireylerin duygusal olgunluk ve ilişki yönetimi konusunda eğitilmesini sağlamak.
Pembe Grup: 18 yaş üzeri bireyler ve evlilik hazırlığındaki çiftlerin “Evlilik ve Aileyi” ilgilendiren konularda bilinçlenmesini sağlamak.
Turuncu Grup: Henüz problem yaşamasa da risk altında olan çift ve ailelerin desteklenmesini sağlamak.
Kırmızı Grup: Profesyonel yardım almayı gerektirecek düzeyde probleme sahip ailelerin rehabilite ederek güçlendirilmesini sağlamak.