18:25 - Farket Müzik “40 Yürek, 40 Kadın, 40 Hayat “projesi ilk mezunlarını verdi
15:58 - Av. Tamer Acaroğlu “Ev sahibi kafasına göre kiraya zam yapabilir mi ?” sorusuna cevap verdi
15:16 - SUAT KUŞ: İnsan olmayı başarabilirsek bu dünya daha güzel olur
02:12 - “Oyuncu Aranıyor” tiyatro oyunu yeniden sahneleniyor
22:45 - Ünlülerin iç mimarı Ahu Akın “Evinizin rengi boşanmanızın nedeni olabilir!” dedi
21:56 - Turnuvaya büyük ilgi
10:49 - Dünya tasarımının ve poster sanatının arkasında bir Türk: Utkan Dora Öncül
23:54 - Nur Sürer’den 35 yıl sonra aynı kare
21:38 - Berrin Ak’tan Tersane İstanbul’da özel çay saati daveti
1 Ekim’de Türkiye Büyük Millet Meclis’inin açılışı sırasında yeniden gündeme getirilen “idam cezası” tartışmalarına değinen CHP İzmir Milletvekili Kani Beko; “Çözüm idam cezasını yargı sistemine geri getirmek gibi skandal ve hiçbir gerçekliği olmayan önerilerin dile getirilmesi değil; her alanda demokratikleşmeyi sağlamaktır!” dedi.
1 Ekim’de Türkiye Büyük Millet Meclis’inin açılışı sırasında yeniden gündeme getirilen “idam cezası” tartışmalarına değinen CHP İzmir Milletvekili Kani Beko; “Çözüm idam cezasını yargı sistemine geri getirmek gibi skandal ve hiçbir gerçekliği olmayan önerilerin dile getirilmesi değil; her alanda demokratikleşmeyi sağlamaktır!” dedi.
Kani Beko yaptığı açıklamada şu ifadelere yer vermiştir;
Bugün itibarıyla, temel hak ve özgürlükler çok ağır ve yakın bir tehdit altındadır!
12 Eylül askeri diktatörlüğünün karanlığının üzerinden tam 40 yıl geçti ancak toplumu tektipleştirmeyi, her türlü demokratik tepkiyi baskı ve zorla sindirmeyi, işkenceyi kurumsallaştırmayı, emeği örgütsüzlüğe sürüklemeyi hedefleyen 12 Eylül cunta zihniyetinin bugün ortadan kalktığını söylemek mümkün görünmüyor. Dahası 12 Eylül faşizan yönteminin pek çok uygulamasının 40 yıl sonra dimdik ayakta olmasıdır. Özgürlük ve demokrasinin önünde heyula gibi dikilmeye devam etmesidir.
Tüm dünyada ölüm cezasının modern ceza hukuku sistematiğinden kökten temizlenme yoluna girdiği bir dönemdeyiz. 12 Eylül cuntacıları ve elebaşı Kenan Evren’in meydanlarda “asmayıp da besleyelim mi” sözünden ilham alarak konuyu gündeme getirenler aynı zamanda hepimize ülkemizin kıyısına getirildiği uçurumun derinliğini gösteriyorlar. Artık AKP ve ortağı MHP bu çizgiye gelmişlerdir. Cunta zihniyetinden medet umar haldedirler. Ancak hatırlatmak gerekir ki, 3 Ağustos 2002’de Türkiye’nin AB süreci kapsamında TBMM’de DSP-MHP-ANAP hükümeti döneminde “Savaş ve çok yakın savaş tehdidi hâllerinde işlenmiş suçlar hariç” idam cezası ceza sistemimizden çıkarılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti hukuki alanda yaşamı savunan saygın ülkelerin safında yerini seçmiştir. Buradan geriye gidiş yoktur.
2004 yılında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ek 13. Protokol de imzalanmıştır. 7 Mayıs 2004 tarihinde gerçekleştirilen anayasa değişikliği ile de Anayasamızdan idam cezasının son kalıntıları da tamamen kaldırılmıştır. Sonrasında yasalarımız da değiştirilmiş ve ölüm cezası Türkiye hukukundan geri getirilmemek üzere çıkarılmış, böylece de Türkiye’nin bir parçası olduğu Avrupa insan hakları ve kamu hukuku gereği idam cezası konusu tamamen kapanmıştır.
Bugün itibarıyla Türkiye, taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle yaşam hakkının korunmasını yasal mevzuatının temel ilkesi haline getirmiştir. Nitekim Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda defalarca ölüm cezasının kaldırılmasına taraf olduğunu ilan etmiş ve en son 2018 yılında oylamaya katılan 189 ülkeden 123 üye ülkeyle beraber bu yönde oy kullanmıştır. Ölüm cezasının küresel olarak yasaklanması çok yakında tüm dünyada ulaşılacak bir yakın hedefe dönüşmüş durumdadır. Bu noktadan geri dönüş yoktur. Ayrıca belirtmeliyim ki sadece biz bir ilke olarak ölüm cezasını reddetmiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti de uluslararası alanda bu konuda defalarca taahhütte bulunmuştur.
İktidar ortaklarının her krizde yeniden bu konuyu gündeme getirmesinin arkasında yatan amaç ne olursa olsun, bu konu tartışmaya kapalıdır. Gerçeklerle bir ilgisi yoktur.
Halkın asıl gündemi idam değil, yaşadığı ağır ekonomik sorunlar ve işsizliktir, özgürlüklerdir, demokrasimizdir.
Bizler; Cumhuriyet Halk Partisi olarak, sosyal demokrat bir parti olarak idam cezasına karşıyız. Yaşamın savunulmasından ve korunmasından yanayız. Uluslararası alanda saygın bir ülke inşa hedefimizden ödün vermeyeceğiz. Ölüm cezasına karşı durmaya devam edeceğiz!
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.